Karakurt Kaplıcası


   Kırşehir'in 16km. batısında karalar köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Adının nereden geldiği kimler tarafından ilk işletmeye açıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Yapılan araştırmalara göre kaplıca Selçuklu hükümdarı Kılıçarslan tarafından 1135 yılında Selçuklu beylerinden Karakurt baba adına yaptırılmıştır.

Karakurt Kaplıcası Tel: 0386 231 60 66 Resepsiyon
                            Faks: 0386 231 60 67

Suyun içerisinde eriyik olarak kalsiyum sülfat ve bikarbonat mevcuttur. Sağlığa yararlı olduğu belirlenmiş olan kaplıca suyunun sıcaklığı 50 oC dır. Banyo tedavisi ile Romatizma,sinir, ve kadın hastalıkları tedavisinde yararlıdır.
Selçuklu döneminde ait Ilıcan, türbe ve mescitten oluşan eski yapıların yanında birbirine yakın iki blok olarak çağdaş kaplıca tesisleri yapılmıştır. Yeni yapılan tesis 50 yatak kapasiteli olup, iki genel ve on özel havuza sahiptir.

Karakurt Kaplıcası Efsanesi : Kırşehir'in 15 km.  batısındaki  Emirburnu   Dağı’nın    eteklerinde Karakurt  adında  bir  kaplıca  vardı. Geçmişi  çok uzaklar a gider. 4  mevsim   hastaların   taşındığı kaplıcada  tedavi  edilmeyen  illet yoktur. Bir zamanlar Kırşehir Beyi’nin oğlu  çaresiz  bir   hastalığa tutulmuş, her tarafı akar, kokar olmuş. Doktorlar ne yaptıysa fayda etmemiş, Bey’in umudu kesilmiş  “Bari gözümün önünde öleceğine götürün bir dağa bırakın,  orada  ölsün.  Göz   görmeyince  gönül  katlanır.” demiş.
 Çocuğu alıp Emirburnu Dağı’nın eteklerine bırakmışlar. Elbette burada kurtlar, kuşlar parçalarda o  da bu illetten kurtulur. Çocuk yapayalnız kol bacak tutmaz, başına geleceği beklerken akşama doğru  bir kurt görünmüş. Kurdun karnı kemiklerine yapışmış, uyuzdan tüyleri dökülmüş, her tarafı yara  içindeymiş.
Sürüne sürüne dağın eteğinde bataklığa gelmiş, çamura bulanmış, çıkmış. Ertesi gün  yine bataklığa gelmiş, çamura girmiş. İki gün sonra canlı kanlı bir kurt olarak ayağa kalkmış ve  oradan uzaklaşmış. Kurdun her hareketini izleyen çocuk,, bu çamurda bir keramet olsa gerek diyerek  o da sürüne sürüne bataklığa girmiş, çamurları yüzüne gözüne sürmüş.
Bir köşede kaynayan sudan  içmiş, biraz sonra vücudunda bir dirilik, canlılık hissetmeye başlamış. Bir iki derken ayağa kalkmış,  yürümüş, üçüncü günde Kırşehir’in yolunu tutmuş. Babasının kapısını çalmış, görenler şaşırmış,  gözlerine inanamamışlar. Çocuk olanı biteni anlatmış, Babası  bataklığı bir kaplıca haline getirerek  üzerine bir kubbe, yanına da bir mescid yaptırıp, hizmete açmış. Adına da KARAKURT  KAPLICASI demiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder